Daha İyi Bir Cevap Oranı ve Dönüşüm İçin Nasıl E-Posta Yazılır?
Başarılı bir SEO çalışması, tüm stratejilerin iç içe geçmesi ve organize edilmesi ile yapılabilir. İster sayfa içi optimizasyon yapın, isterseniz de içerik geliştirme… Sosyal medyanın etkin kullanımı ya da link oluşturma, bu faktörlerin hepsi eşit değerlere sahiptir. En zor SEO stratejisi ne diye soracak olursanız ise benim oyum her zaman link oluşturma yönünde olacaktır çünkü link oluşturma uygulayabileceğiniz en zor, en sıkıcı ve en zaman alan stratejidir.
Evet, link oluşturma işi sıkıcı, zor ve zaman alıcı olabilir ama ekipteki bir kişi link oluşturma konusuna odaklanabilir. Yani işletme için aksiyon odaklı ve üretim açısından faydalı olan bir iş için kendisini feda edebilir.
Link oluşturma konusunda herkes farklı bir yönteme başvuruyor. İşine saygı gösteren her SEO’cunun tercih ettiği en popüler ve de en etkili yöntem diğer webmasterlarla konuşarak bir link istemek olacaktır. Cevap oranı düşük olsa da, bu durumu bir kaç küçük yöntemle değiştirebilirsiniz ve cevap oranını da arttırabilirsiniz.
Bu yazıda, son birkaç işimde kullanmak için etkili kişilerden ve bloggerlardan link isterken kullandığım birkaç özel taktiği sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir kaç farklı fikri denedikten sonra, sonunda her e-postayı mümkün olduğunca kişisel bir şekilde yazarak zaman kazanmanın yolunu buldum. Bu teknikler sadece link isteme amacına sahip değildir. Aynı zamanda işletmenizi ya da bir ürününüzü tanıtmak, sosyal medya hesabınıza ve web sitenize daha fazla ziyaretçi çekmek için de kullanabilirsiniz.
Hadi başlayalım!
Çekici Konu Metni Kullanın.
Bir e-postada herkesin okuduğu ilk yer başlık olmaktadır. Çekici olması ise çok önemli… Aksi takdirde gönderinizin çöp kutusuna gitmesi çok zaman almayacaktır. Okuyucuyu yanlış başlıklar kullanarak manipüle etmeye çalışmayın ve e-postadaki değerli içeriğe, bir giriş sayılabilecek çekici ve yakalayıcı bir başlık kullanmaya çalışın.
Bu konuda bazı iyi örnekler şöyle olabilir:
1. Kerem, link seçeneklerim hakkında sunabileceğin yorumlar çok makbule geçecek.
2. Blogunda misafir olarak yazmama izin verirsen bu benim için çok değerli bir fırsat olacak.
3. Murat, Linkimizi sitenin alt kısmından çıkarabilirsen çok memnun olurum.
E-posta Uzunluğu
Bu inanılmaz derecede, belki tahmin dahi edemeyeceğiniz ölçüde önemli bir faktör. Hiçbir şeyi açığa kavuşturmayan tek cümlelik bir e-posta yazmamalısınız. Gönderinizin içeriğinin istenilen aksiyonları ve de diğer talepleri kapsadığından emin olun ama aynı zamanda da fazla uzun olmayan bir metin olmasına dikkat edin. Aynı şekilde e-postanızı gereksiz bilgilerle doldurmak yanlış olacaktır. Her iki durumda da alıcının mailinizi okumadan silmesine neden olabilirsiniz(son cümle size bir déja-vu yaşattı değil mi?).
İsim Kullanın
Bir deveye hendek atlatmak değildir ama aynı zamanda her zaman iyi bir hatırlatıcı olacaktır! Bir şey isterken, yolladığınız alıcının ismini kullanmalısınız. Aksi halde cevap alamayacağınıza emin olabilirsiniz. Yazdığınız insanlar da sizin gibi meşguller ve yapılacaklar listeleri ağzına kadar dolu. Mailinizin okunması ve dikkate alınması için de talebinizin önemli olduğu hissini vermeniz gerekiyor. Ve bunu yapmaya isim kullanarak başlayabilirsiniz. Kaç defa “Merhaba Webmaster” ve benzeri bir e-postayı görmezden geldiniz bir düşünün? Eminim oldukça fazladır.
Biraz daha uğraşın, araştırma yapın. İsimlerini bulun ve bunları kullanın! İşte püf nokta bu! Çünkü eninde sonunda her şey isimde bitiyor.
Örnek:
Merhaba Kerem,
İlk Paragraf
Eğer yazdığınız mail 100 kelimeden daha uzunsa, ilk paragrafınızın çekici olması gerekir. Okurunuzu, mesajın geri kalanını severek okuma konusunda teşvik edecek şekilde davet edici olması önemlidir. E-postalar için farklı formatlar ve fikirler denedim. Burada aldığım sonuç, amacım için en etkili olanı yani ilk paragrafı tamamen alıcıya adamamdı.
Bu oldukça zor bir iş gibi gelebilir ama alıcının sosyal medya hesaplarını kontrol edip biraz arka plan araştırması yapma yöntemi ile o kişi hakkında inanılmaz miktarda bilgi elde edilebilir. Sonuç olarak bu, alıcıyla daha rahat konuşmanız için size yardımcı olacaktır.
Örnek:
Merhaba Ömer,
Röportajını görmek ve “Growth Hacking” konusundaki fikirlerini okumak gerçekten çok bilgi verici oldu. SEO hakkındaki tavsiyelerini okuduktan sonra, araştırmam için bir kaç soru sormak için doğru kişinin sen olduğunu düşünüyorum.
VEYA
Merhaba Kerem,
Haftalık olarak SEO ve farklı bir çok dijital pazarlama konusunda öneriler veren blog yazılarının devamlı bir okuyucusuyum. Bence sen, harika bir yazım tarzı olan en iyi bloggerlardan birisin ve karmaşık konuları yazıya dökme yeteneğin okumayı ve anlamayı kolaylaştırıyor.
İkinci Paragraf
İşi uzatmayın, direkt söyleyin! İşte püf nokta bu!
İkinci paragrafa geldiğinize göre, e-postanızın asıl amaç kısmına geldiniz demektir. Eğer amacınızı biraz daha gizlerseniz, okuyucunun ilgisini büyük ihtimalle çok geçmeden kaybedeceksiniz. İkinci paragrafınızda direkt olun ve okuyucunu ondan ne istediğinizi anlamasını sağlayın. Lafı dolandırmadan konudan bahsedin. Amacınızı birkaç cümle ile açıklamaya çalışın ve mesajınızın sonuna doğru ilerleyin.
Örnek:
Aslında ben de SEO dışında belirli bir konuda yardımcı olabilmek için çalışmalar yaptım(zira SEO balonunda halihazırda çok fazla şey oluyor). Bunu yapabilmek için, her seyahat web sitesinin ve ya bloğunun otorite linki alabilmek için kullanabileceği 3000’den fazla link olasılığını liste haline getirdim.
VEYA
SEO bilgim ileri düzeyde olsa da, bilgilerimi blog dünyası ile paylaşıp ve geri bildirim alarak daha da profesyonelleşmeyi planlıyorum.
Sonuç Bölümü
Artık e-postayı yollamadaki amacınızı belli ettiğinize göre, konuyu güzel ve saygılı bir şekilde toparlama zamanı geldi demektir.
Örnek:
Bu listeye bakmak için bir kaç dakikanı ayırıp fikirlerini benimle paylaşabilirsen çok memnun olurum.
Saygılarımla,
<İsminiz>
VEYA
Blogunda misafir olarak yazmama fırsat verebilirsen çok memnun olurum.
Bunun mümkün olup olmadığıyla ilgili fikrini benimle paylaşmanı bekliyorum.
Saygılarımla,
<İsminiz>
Neden Bu Yöntemi Tercih Ediyorum?
Uzun zamandır e-postalarımı geliştirme anlamında bir şey yapmamıştım ve bu formattaki yaklaşım tarzını kullandığımda hemen hemen her seferinde etkili bir dönüş aldığımı gördüm. Bu formatın neden daha iyi olduğunu düşünüyorum, bir kaç maddeyle açıklayabilirim:
1. Kişisel bir giriş yapıyor olmanız sebebi ile alıcının mailinizi görmezden gelmeyi düşünmesi için daha az ihtimal bırakıyorsunuz.
2. Bu format baştan savma görünecek kadar kısa değil. Aynı zamanda da sıkıcı olacak kadar uzun değil.
3. Başından sonuna kadar kişisel bir dokunuşu olan e-postalar cevap almak için en garantili yol. Bu denge için çok önemli bir detay.
4. E-posta konuyu uzatmıyor, bu yüzden alıcının okuma sırasında sıkılması için de bir sebep kalmıyor.
5. İlk paragraf güçlü ve alıcı odaklı olurken, okuyucuyu mutlu ediyor ve mailin tamamını okuması için de cesaret veriyor.
Elbette ki cevap oranı %100 olmayacaktır ama bu formatı kullanmak, farklı kitlelerde uygulandığında cevap oranının daha yüksek olmasını sağlamaktadır.